Genel Tanımlar
Otizm Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) ya da otizm, beynin gelişim sürecindeki farklılıklardan kaynaklanan, bireyin başkalarını nasıl algıladığını ve onlarla nasıl sosyalleştiğini etkileyen, bu nedenle de sosyal etkileşim ve iletişimde sorunlara neden olan gelişimsel bir bozukluktur.
Otizm ayrıca ilgi alanlarında kısıtlılık veya tekrarlayıcı davranış kalıplarını da içerir. Otizm spektrum bozukluğu ifadesindeki "spektrum" terimi, geniş bir yelpazeye dağılmış çeşitli belirtileri ve bu belirtilerin şiddetindeki farklılıkları kapsaması bakımından kullanılmaktadır.
Otizm belirtileri erken çocukluk dönemde ortaya çıkar ve bireyin gelişimi ile sosyal hayatta, okulda ya da çalışma hayatında sorunlarla karşılaşmasına neden olur.
Sıklıkla yaşamın ilk yılında otizm belirtileri vardır ancak aileler tarafından fark edilmesi ikinci veya üçüncü yılı bulur. Bazen belirtilerin fark edilmesi sosyal iletişim ve etkileşim beklentisinin arttığı okul yıllarını bulabilir.
Otizm Spektrum Bozukluğu Çeşitleri Nelerdir?
Otizm, eski tanısal sınıflama sistemi DSM IV-TR'de Yaygın gelişimsel bozukluk ismi ile tanımlanmış ve bu başlık altında Otistik bozukluk, Asperger sendromu (AS), Çocukluğun dezintegratif bozukluğu (ÇDB) gibi farklı tanılara ayrıştırılmıştı. Güncel tanısal sınıflama sistemi olan DSM-5'te ise bu alt tanılar kaldırıldı ve bu alt tanıların hepsini kapsayan tanı olarak Otizm Spektrum Bozukluğu terimi kullanıldı.
Klasik otizm belirtilerini gösterip, konuşma becerisini kazanamamış olanlar tipik otizm olarak adlandırılırken, otizm kriterlerini karşılayacak belirtileri gösteren ancak konuşma becerisini kazanmış olanlar ise atipik otizm olarak belirtilmektedir. Günümüzde tipik veya atipik otizm terimleri sıklıkla kullanılsa da güncel bilimsel literatürde ve tanısal sınıflama sistemlerinde yeri yoktur.
Nedenleri
Otizmin Nedenleri Nelerdir?
Otizm tek bir nedenden kaynaklanan bir bozukluk değildir. Hem genetik hem de çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı bilinmektedir. İleri baba veya anne yaşı, gebelik ve doğum komplikasyonları, erken doğum ise çevresel risk faktörleri olarak tanımlanmıştır. Yapılan onlarca çalışmada aşı ile otizmin hiçbir ilişkisi gösterilememiştir. Aşılar otizme neden olmaz. Viral enfeksiyonlar, hamilelik sırasında alınan ilaçlar gibi etkenlerin ilişkisi araştırılmaya devam etmektedir. Araştırmalar giderek bağışıklık sisteminin, metabolik faktörlerin, mikrobiyomun (derimizde ve sindirim sistemimizin içinde yaşayan tüm bakteriler ve diğer organizmalar) ve diğer biyolojik süreçlerin rolüne yoğunlaşmaktadır.
Kötü ebeveynlik, yetersiz ebeveynlik otizme neden olmaz. Otizm annenin veya babanın davranışından kaynaklanmaz.
Belirli genlerdeki farklılıklar otizm gelişimi ihtimalini artırır. Bu genlerdeki farklılıkların bir kısmı anne- babadan kalıtılır. Anne veya babada otizm olmasa bile bu gen farklılıklarını taşıyorsa, bunlar çocuğa geçebilir. Genetik mutasyonların bir kısmı ise kendiliğinden ortaya çıkabilir. Otizm bazı olgularda ise Frajil X sendromu, PTEN, makrosefali sendromu, Rett sendromu,
Tüberoskleroz kompleksi, Nörofibromatozis tip I gibi bir genetik bozukluk ile ilişkili olarak ortaya çıkar.
Otizm her coğrafyada ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilir.
Belirtiler
Otizmin Belirtileri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğu yaşamın ilk yılında karşılıklı göz temasının ve gülümsemenin olmaması, ismi seslenildiğinde bakmama gibi belirtilerle ortaya çıkabilir.
Bazı olgularda ise aileler, çocuğun yaşamının ilk yılında iletişim becerilerinin ve gelişiminin nispeten normal olduğunu sonrasında bu gelişimin aksadığını veya o güne kadar kazandığı dil becerilerini de kaybetmek gibi gerilemelerin olduğunu bildirmişlerdir.
Otizmli çocukların zeka ve öğrenme kapasiteleri farklı düzeydedir. Zihinsel gerilik veya öğrenme güçlüğü görülebileceği gibi normal veya üstün zeka da görülebilir. Bu çocuklar özellikle ilgi alanlarında hızlı öğrenme becerilerine sahip olsalar da sosyal durumlara uyum sağlamakta, uygun şekilde iletişim kurmakta zorluk yaşayabilirler.
Otizmi olan her çocuk, bu yelpazede farklı ve benzersiz bir yere düşer. Her bireyde farklı belirtiler, farklı şiddetlerle ortaya çıkar.
Otizmde sık görülen belirtiler aşağıda gruplandırılmıştır:
Sosyal iletişim ve etkileşim
Otizm yelpazesindeki bir bireyde sosyal etkileşim ve iletişim becerileri ile ilgili olabilecek sorunlar;
İsmi ile seslendiğinde tepki vermeme ya da kendisi ile iletişim kurma çabalarına yanıtsızlık
Göz teması kuramama
Tek başına oynamayı, zaman geçirmeyi tercih etme
Kucaklanmaktan hoşlanmama
Konuşamama, geç konuşma veya konuşma güçlükleri
Kendiliğinden iletişim kuramamama, karşılıklı iletişimi sürdürmekte güçlük ya da sadece isteklerini belirtmek için diyalog kurma
Diyalog kurabilenlerde sadece kendi ilgi alanlarından konuşmak isteme ya da uygun iletişim kuramama
İlgisini çeken şeyleri başkalarıyla paylaşmada isteksizlik
Konuşmada, ses tonunda monotonluk, tekdüzelik
Kelime ve cümleleri uygun şekilde kullanmakta veya mizah, mecaz, ironi, ima, gibi dile ait incelikleri anlamakta güçlük.
Duyguları veya hislerini anlamakta ve ifade etmekte zorlanma ve başkalarının duygularını anlayamama,
Başkasının davranışlarını taklit edememe,
Nesneleri işaret ederek gösterememe, işaret edilen yere bakmama
Ses tonu, yüz ifadesi, vücut dili gibi iletişimin sözsüz unsurlarını anlamakta ve kullanmakta zorlanma.
Tekrarlayıcı ve kısıtlayıcı davranışlar
Otizm yelpazesindeki bir bireyde görülebilen tekrarlayıcı ve kısıtlayıcı davranışlar;
El çırpma, parmak ucunda yürüme, kendi etrafında dönme, öne arkaya sallanma gibi tipik olarak yapılan tekrarlayıcı hareketler,
Kendini ısırma veya başına vurma gibi kendine zarar verebilecek faaliyetler,
Rutinler veya ritüellere sıkı sıkıya bağlılık, bu rutinlerde olabilecek ufak değişimlere büyük tepki verme
Sesleri, kelimeleri veya cümleleri tekrarlama, sorulan soruyu aynen tekrar etme
Nesnelerin genel işlev ve amacından ziyade bir parçasına takılı kalma, ilgi gösterme
Oyuncaklarıyla amacına uygun oynamama
Çamaşır makinası, araba tekerleği gibi dönen cisimlere ilgi
Belirli bir oyuncağa veya nesneye olağan dışı şekilde odaklanma, ilgilenme
Aynı yemekleri yemek, aynı kıyafetleri giymek isteme gibi aynılıkta ısrarcılık.
Bir de otizm spektrum bozukluğu tanı kriterleri arasında yer almayan ancak bu bireylerde sıklıkla görülebilen duyusal sorunlar olarak tanımlanan belirtiler görülebilir.
Duyusal sorunlar;
Işığa, sese veya dokunma duyusuna alışılmadık derecede hassasiyette artış veya azalmaya bağlı olarak gürültüden, parla ışıktan, belirli dokulara temastan kaçıma ya da tam tersi olarak bunlara yönelme,
Acı hissetme eşiğinde farklıklar,
Taneli, pütürlü yiyecekleri reddetme gibi bulgularla kendini gösterebilir.
Otizmli bireyler büyüyüp, geliştikçe bu belirtiler şekil değiştirebilir. Genellikle bu bulguların şiddeti azalır ve bireyin iletişim becerileri artar. Otizm yelpazesindeki yerine göre bireyin olağan ya da olağana yakın bir yaşam sürdürmesi mümkün olabilir.
Bununla birlikte otizmli çocukların bir kısmı sosyal ve iletişim becerileri açısından ilerleyen yıllarda sorun yaşamaya devam eder. Ergenlik yıllarında bu sorunlar daha da artıp, çeşitlenebilir.
Tanılama Süreci
Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?
İnsan, hayvanlara göre çok daha az olgunlaşmış olarak doğar. Bütün bebekler kendilerini özgü bir biçimde uzun bir gelişim sürecinden geçer. Otizmli çocuklar genellikle yaşamın ilk 2 yılında gelişimlerinin kişisel-sosyal ve dil becerisi alanlarında aksamalarla belirtiler göstermeye başlar.
Bir çocuğun gelişiminde aksama varsa, otizmli olabileceğine dair bir şüphe oluştuysa bu kaygılar mutlaka bir doktorla paylaşılmalıdır. Otizm tanısı ancak bir çocuk psikiyatristi tarafından konulabilir. Çocuk psikiyatristi çocuğu gözlemler, bilişsel, sosyal ve dil becerilerini değerlendirir. Gelişim öyküsünü ve güncel sorunları aileden detaylı bir şekilde öğrenir. Gerektiğinde çocuğun günlük yaşamındaki davranışlarını, sosyal etkileşimini gösteren görüntü kayıtlarını izler ve değerlendirir. Tanının konulması her zaman tek değerlendirmede mümkün olmayabilir.
Otizm Testi Nasıl Yapılır?
Otizm tanısı konulması için tıbbi bir otizm testi veya görüntüleme yöntemi yoktur. Gerektiğinde çocuk psikiyatristi çocuğun bilişsel, dil ve sosyal becerilerindeki gecikmeleri tespit etmek için gelişim testi önerebilir.
3. ayda gülümseme yoksa, göz göze gelmiyorsa, yüksek seslere tepki vermiyorsa
6. ayda seslere ve gülücüğe tepki vermiyorsa, göz teması kurmuyorsa
9-12. ayda yakın temastan kaçınıyorsa, "donuk" bir yüz ifadesi varsa, insanlara ilgi göstermiyorsa, bakım veren kişiyi taklit etmeye çalışmıyorsa
1. yaş sık göz teması yoksa, işaret edilen yere bakmıyorsa, basit komutları anlamıyorsa, kalabalıktan rahatsız oluyorsa
1-2 yaş arasında göz teması yetersizse insan yüzünden ziyade nesneleri uzun uzun izliyorsa, taklit edemiyorsa, oyuncakları ile amacına uygun oynamıyorsa
riskli bebek olarak değerlendirilir. Riskli bebek demek otizmli olduğu anlamına gelmez
sadece gelişiminde aksama olduğunu ifade eder. Riskli bebek mutlaka çocuk psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
2-3 yaş arasında konuşma becerisi yaşıtlarında geri, taklit becerileri zayıf, insanlarla iletişimi yetersiz, yaşıtlarına karşı ilgisizlik
3-5 yaş arasında konuşmam başlasa da karşılıklı diyaloğun olmaması, tekrarlayıcı konuşmalar, duyduğunu tekrarlama, yaşıtlarına olan ilginin azlığı, yalnızlığı tercih etme, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme varsa
mutlaka çocuk doktorunuz ve sonrasında bir çocuk psikiyatristi ile görüşülmesi gereklidir.
Tedavi Yöntemleri
Otizm Nasıl Önlenir?
Otizm önlemenin bilinen bir yolu yoktur ancak riskli bebeklerin önemli bir kısmında yeterince ilgilenildiğinde, sosyal uyarana maruz bırakıldığın belirtiler gerilemektedir. Otizmde erken tanı ve erken müdahale en faydalı yöntemdir.
Otizmde erken tanı, erken müdahaleye imkan sağlar ve çocukların davranış, beceri ve dil gelişimindeki gerilikleri gidermek için oldukça önemlidir. Geç kalınan durumlarda da uygulanan müdahaleler fayda gösterecektir. Otizmin belirtileri genellikle tamamen aşılamasa da, bu kişiler çeşitli becerileri öğrenerek ve geliştirerek hayatlarını daha iyi organize etmeyi, daha işlevsel hale gelmeyi başarabilir.
Otizm Nasıl Tedavi Edilir?
Otizmde tanı konulduktan sonrası, aile otizm ile ilgili bilgilendirilir ve çocuğun en kısa zamanda uygun eğitim programına başlaması önerilir. En sık uygulanan eğitim, uygulamalı davranış analizidir (ABA). Otizmde bilimsel olarak etkinliği gösterilmiş bireysel eğitime ek olarak uygun yaşta konuşma terapisi ve duyu bütünleme terapisi önerilen yöntemler arasındadır. Ailenin eğitim programına katılımı ve çocuğun eğitim dışındaki zamanlarda da sosyal-duygusal alanda desteklenmesi önemlidir.
Otizmin temel belirtilerine etki gösteren veya ortadan kaldıran bir ilaç tedavisi henüz bulunamamıştır. Ancak otizmli çocukların bir kısmında var olan davranış sorunları, uyku problemleri, dikkat eksikliği, öfke kontrolünde problemler ve saldırganlık gibi sorunlar için ilaç tedavisi gerekli olabilir.
Otizm, tedavisi uzun zaman devam etmesi gereken bir bozukluktur. Az sayıda olguda kısa süreli ve erken başlanan eğitimle otizm belirtilerinin tamamen yok olduğu bildirilmiştir. Ancak büyük kısmında yıllar boyunca eğitimin devamı gereklidir. Çocuğun zekasının normal olması, belirtilerin hafif olması ve 6 yaştan önce konuşma becerisinin gelişimi otizm belirtilerinin sonraki yıllarda yaşamını daha az etkileyeceğini işaret eder.
Bilimsel çalışmalarda ağır metalden arındırma, neurofeedback, diyet tedaviler, hiperbarik oksijen tedavisi gibi yöntemlerin etkinliğinin olmadığı gösterilmiştir. Erken tanı ve tedavi otizm belirtilerini azaltmak, otizmli bireyler ve ailelerinin yaşam kalitesini yükseltmek için oldukça önemlidir.
Otizm spektrum bozukluğunda kullanılan tedavi ve terapi seçenekleri:
Davranışsal terapi ve destekler
Otizmli çocuklara yönelik davranışsal terapi ve destek yöntemleri, çocukların yeni davranış ve beceriler öğrenmelerine yardımcı olmak için özel, yapılandırılmış teknikler kullanır. Bu terapi ve destek yöntemleri genel olarak Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) yaklaşımları olarak adlandırılır.
Gelişimsel terapi ve destek yöntemleri
Otizmli çocuklara yönelik gelişimsel terapi ve destek yöntemleri, diğer insanlarla olumlu, anlamlı ilişkiler kurmalarına yardımcı olarak çocukların gelişimini desteklemeyi amaçlar. Ayrıca çocukların hem günlük hem de yapılandırılmış ortamlarda sosyal, iletişim ve günlük yaşam becerilerini öğrenmelerine yardımcı olur. Bu yaklaşımlara DIR®/Floortime® ve Etkileşim Temelli Erken Çocuklukta Müdahale Programı (ETEÇOM) örnek olarak verilebilir
Birleşik terapi ve destek yöntemleri
Bazı terapi ve destek yöntemleri, davranışsal ve gelişimsel terapi ve desteklerin çeşitli unsurlarını birleştirir.
Çoğu zaman birleşik bir yaklaşım etkilidir, çünkü birkaç etkili terapi ve desteğin çeşitli özelliklerini bir araya getirir. Örneğin, herhangi bir davranışsal terapi veya destek, aynı zamanda aile temelliyse ve öğrenme becerilerine odaklanan gelişimsel terapi veya destek yöntemleri içeriyorsa daha iyi sonuç verir. Bu yaklaşım tarzına Erken Başlangıç Denver Modeli örnek olarak verilebilir.
Aile temelli terapi ve destek yöntemleri
Otizmli çocuklar için aile temelli terapi ve destek yöntemleri, ailenin terapiye katılımının çocukların gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamada merkezi olduğu fikrini vurgular. Aileler yöntemin uygulanılması konusunda da kilit role sahiptir
Duyu bütünleme tedavisi:
Duyusal sorunlar çocukların uyumunu azaltmakta, uygun davranışlar sergilemesine engel olmaktadır. Çocuğun günlük yaşamına engel olan bu tür davranışları engellemek için duyu bütünleme tedavisi faydalıdır.
Diğer tedavi ve terapiler
Otizmli çocukların belirli zorluklarını hedefleyen yaklaşım ve terapiler mevcuttur. Çocuğun iletişim ve sosyal becerilerini geliştirmek için konuşma terapisi ya da günlük yaşamda gerekli becerileri kazanması için mesleki rehabilitasyon örnek olarak verilebilir.
İlaçlar
İlaçlar otizmin temel belirtilerini iyileştiremez. Bununla birlikte bazı belirtilerin kontrolünde ya da otizme eşlik edebilen öfke ve saldırganlık, dikkat eksikliği, duygudurum bozukluğu gibi diğer sorunların tedavisi için kullanılabilir.
Comments